Mevcut İstanbul ÇMO yönetim kurulu üyesi olarak geçtiğimiz dönem ile ilgili birkaç şey söylemek isterim;
Önceki seçim döneminde forumda yazdığım konulara da bakarsanız odanın nasıl işlemesi gerektiğine dair fikirlerimi görebilirsiniz. Bu fikirlerimi hayata geçirmek için elimi taşın altına koyarak (ki birçoğumuzun yapmadığı birşey) sürekli odaya gidip gelmeye başladım, fikirlerimi paylaştım ardından adaylar belirlenirken benden de aday olmamı istediler ve seçimler oldu, yedek listeden İstanbul Şube yönetimine girdim vs.
Peki yönetime girdikten sonra ne oldu? Açıkçası karşılaştığım ortam, hiç beklemediğim bir ortamdı. Sadece küçük bir grubun döndürmeye çalıştığı bir oda ile karşılaştım. Uzaktan konuşması gerçekten kolay ancak böyle bir işe kalkışacaksanız zaman ayırmanız gerekecek, eğer hakkıyla yapmak istiyorsanız ise ciddi bir zaman ayırmanız gerekir. Az kişi olunca görev paylaşımında herkese çok görev düşüyor. TMMOB'ye bağlı olunduğu için belli zamanlarda bir takım komisyonlara da katılmak gerekiyor, İstanbul Şube içinde komisyonlar kuruluyor, onları yürütmek, işe yarar katkılar sağlamak vakit alıyor vs. Anlayacağınız bu bir hobi değil, gerçek anlamda iş.
Seçimlerden sonra bir süre hem yönetim kurulunun tüm üyeleri (7 kişi asil, 7 kişi yedek olmak üzere toplam 14 kişi) hem de seçim döneminde odaya gidip gelmeye başlayan diğer üyeler sürekli toplantılara katılıyor, komisyonlar için fikirler üretiyor ama 1 ay geçer geçmez öncelikle normal üyelerin sayıları azalmaya başlıyor, ardından süre geçtikçe yönetim kurulundan dahi eksilmeler olmaya başlıyor. Bunun sebebi iş yoğunluğu, özel hayat şu veya bu olabilir ama bir gerçek var ki yardım eden kişi sayısı azakdıkça insanlarda bıkkınlık duygusu oluşmaya başlıyor. Bunları yazarken kendime de çuvaldızı batırayım, ben de 1 sene devamlı olarak işlerle ilgilenmiş ancak birkaç aylık iş yoğunluğu araya girdikten sonra ilgimi oldukça azaltmış o kişilerdenim.
Gelelim geçen 2 senede İstanbul Şubede neler oldu;
Güzel işler yapılmaya çalışıldı, komisyonlar kuruldu 3-4 komisyon başlarda iyi şekilde işlemeye devam etti, ardından kopmalar başladı, komisyonlar toplanamaz hale geldi, bir süre sonra artık birkaç kişi üzerinden mail ortamında komisyon işleri yürütülmeye çalışıldı.
Çevre Mühendisliği Kongresi düzenlenmesi görevi İstanbul Şubeye verildi, çalışmalar başlatıldı ancak bir takım nedenlerden ötürü bu kongrenin Ankara'da yapılması kararı alındı. Buna rağmen İstanbul Şube yaptığı bunca çalışmanın boşa gitmemesi, üyelerle birlikteliği arttırmak ve fayda sağlamak için bir sempozyum düzenledi ve maalesef bu sempozyuma da üyelerden katılım çok azdı (ÇMO bilimle uğraşsın diyen arkadaşların kaç tanesi sempozyuma gitti acaba?).
Başlarda konuşulan öğrencilerle temas kurmak, bahar şenliklerinde stand açmak, öğretim görevlilerini odaya çekmek gibi fikirler hayata geçirilemedi.
Üyelere ulaşmak, bilgileri güncellemek, sosyal hakları savunmak için çalışmalar başlatıldı, istenildiği gibi hayata geçirilemedi.
Kurumsallaşmak atına toplantı ve komisyonlarda alınan kararlar, konuşulan konular belli bir format ile kaydedilmeye başlandı ancak sadece kişisel çabalarla yürüdüğü için sürdürülebilir olamadı.
Bunların en büyük nedeni kişi sayısının az olmasıdır. Bunun yanında oda sadece eylemlere katılıyor algısını yaratan üyelerin diğer üyelere nazaran odaya daha çok bağlı olması ve odaya gitmesidir.
Bunlar dışında da sorunlar olmakta bazı kişilerin güçleri elinde bulundurma çabası, her ne kadar yeniliklere, değişime açığız denilse de bunlara direnç gösterilmesi işlerin aksamasına sebep olmaktadır. İşin bu kısmına çok girmek istemiyorum çünkü yeterince çeşitli düşüncelerden katılım sağlanırsa bunlar aşılabilecek sorunlardır.
Şu an listesini açıklayan adaylara baktığımda içlerinde bu iki sene içinde, yönetim kurulu üyesi veya değil, sempozyumun düzenlenmesinde, yukarıda saydığım komisyon işleri ve diğer konularda çok çalışmış 4-5 kişi görüyorum. Diğer aday listeleri yayınlanmadığından dolayı başka adaylar için yorum yapamıyorum.
Aday listesini açıklayan grupların adaylık açıklamalarına baktığımda ise hayal kırıklığına uğradığımı söylemek zorundayım. Klişe söylemler dışında yapılmak istenenler konusunda söylenen birşey yok, herhangi bir planlama yok. Planlama olmadan başarının sağlanabileceğine inanmıyorum.
Aday ekiplerin, Çevre Mühendislerini odaya kazandırmak için neler yapacağını açık açık belirtmeli ki zaten en büyük şikayetimiz üyelerin katılımını sağlayamamak ise en büyük sorunumuz da budur.
Geçmiş dönemin yönetim kurulu yedek üyesi olarak öz değerlendirmem bu şekildedir. Aslında sorunumuzun eylemlere katılmak değil, diğer işleri de yapacak kişilerin yeteri kadar elini taşın altına koymaması olduğunu belirtmek istedim. Seçilen kişiler kim olursa olsun planlı çalışma olmadan başarılı olamayacağını yaşadıklarımla da görmüş bulunmaktayım.