Yalancılık derken ne demek istediğimi anlayabilecek kişiler var burda. Onlar iyi bilir. Çevre danışmalığı bir mühendislik dalı değildir arkadaşlar. Hukukla alakalı bir meseledir. Çevre danışmanı problem çözmez. Bunun için ortada bir mühendislik problemi olması gerekir. Misal, Dubai'de yüksek yapıların dış cephelerinde pencerelerde kullanılacak camların mukavemeti bir mühendislik problemidir. Özel tasarlanmış atölyelerde fiziksel şartlar simüle edilerek mühendislik çalışmaları yapılır, tasarım yapılır. Sanayide halihazırda çalışmakta olan tesislerin, sizin çözeceğiniz tarzda problemleri yoktur, varsa bile siz çözemezsiniz. Çevre Mevzuatı vardır ve bu doğrultuda yapılması gerekenler vardır. Siz bu konuda bilgi verirsiniz ve iş takibi yaparsınız. Baca vardır, ölçümü yapılır, değerlere bakılır, filtresi yapılır geçilir. Sonra çevre izni alınır, aylık kontrol yapılır. Süreç bu şekilde devam eder. Zira bir tesis size gelip de şu atıksuyu nasıl arıtıp deşarj edicez bilen yok diyemez. Hepsi önceden bellidir. Parası ödenir sistem kurulur ve çalıştırılır. Sizin işiniz çalıştırılıp çalıştırılmadığını kontrol etmektir. Sizin işvereniniz muhasebe ve diğer alakasız konularda devreye girmek durumundadır. Bu sizin işiniz değildir. Birilerine laf anlatmak zorunda değilsiniz. Sizden hizmet alınmaya başlandığı anda herşey açık ve nettir. Yapılması gerekenler bellidir ve açıktır. Sonuç olarak kendiniz kasıp zaten mühendislikle alakası olmayan bu işi avukatlık, pazarlamacılık, edebiyatçılık boyutlarına çekmek gibi zorunluluklarınız yoktur. Devlet bize bir kimlik veriyor. Görevlendirme ve yetki veriyor. Sorumluluk veriyor. Uygulaması açık ve net. Bakınız Avrupa'da bu çevre görevlisi işi bizdeki gibi yapılmıyor. Malesef onlarda çok gelişmiş sistem, düzen oturmuş. Soytarılık yok. Adam elinde çanta gidiyor tesise, gördüğünü yazıp çıkıyor. Bildirimini yapıyor. Cezai durum varsa uygulanıyor. Yoksa tesis yetkilisinin elini sıkıp teşekkür edip gidiyor. Medeniyet var ve tabi iş kolu olayı var. Onlarda bir kişi on işi yapar diye bir olay yok. Kişi, görevi olan neyse onu yapar. Bizde bir kişiden aynı anda hem mühendis, hem muhasebeci, hem edebiyatçı, hem hukukçu, hem pazarlamacı hemde işletmeci olması istenir. Üstelik onlarda az paraya çok iş diye bir kavram da yok. İnsana gereken değer veriliyor. Lafa gelince biz bu sektörü AB uyum süreci için oluşturduk da, hiç bir tarafının AB ye falan uyduğu yok kusura bakmayın.