• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Hergün bir şeyler yaz...

Çiğdem Aksoy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Mart 2010
Şehir
Tekirdağ
Firma
..
Merhaba arkadaşlar; aklınızdan geçen güzel / özlü / komik sözleri burada paylaşabilirsiniz çok uzun olmamakla beraber bir iki cümlelik sözler yazmanız dileğiyle...

Yalnız çok rica ediyorum bu konu altında soru sormayın günlük paylaşmayın konuyla alakalı olmayan bir şey yazmayın beğeniyorsanız yalnızca ''beğen'' butonunu kullanın ayrıca teşekkür etmek için yeni yazı yazmayın. Mesajlara alıntı yapmayın.
İyi Eğlenceler...
 
Seni unutmayı düşündüm bu gece. Bir sigaranın üstüne adını yazdim. Sigara bittiğinde unutacaktım seni. Duman duman atacaktım, seni içimden. Rüzgar savuracaktı, kullerini fakat...Seni unutmayı düşünürken. Nerden bilebilirdim ki. Seni her nefeste içime çektiğimi!
 
Yol arkadaşları birbirine rakip olamaz. Sana asla, rakip olmadan ve gözlerimin en çıplak haliyle yüreğine dokunuyorum... Çünkü seni anlatırken kendimi hatırladım. Senin esaretin, yenilgilerin, kaçışların benimkilere ışık tuttu. Seni gözlerken kendime yakalandım...

Hem ben sana nasıl rakip olabilirim ki?

Çünkü o yolları karla kaplı dağ köyüne, o kaybolmuş sevgine doğru, beraber yolculuğa çıkacağız...

Yol arkadaşları birbirine rakip olamaz, çünkü biliyorum senin yollarını kaybettiğin sevginde bana ait birçok anlam ve cesaret saklı...

Hissediyorum...

Kaybolmuş sevginde benim de kaybolmuş sevgim var... /(C.Ersöz)
 
Geldiğin Gün
ancak o zaman anlayacaksın beklendiğini...
ve ancak o zaman anlayacaksın geciktiğini...

geldiğin gün...
gelmediği için yanlış yaşayan,
ve hergün ölüp hergün öldüren kaç kişi var servi ağaçlarının altında biliyor musun?

haykırmaktan korktun...
yanlış anlaşılmaktan korktun...
ve yanlış anlaşıldın...
yanlış anlayanlar haklı olsa ne olur?
ya da sen haklı?

geldiğin gün;
ancak o zaman anlayacaksın beklendiğini...
ve
ancak o zaman anlayacaksın geciktiğini....

Geldiğin gün ancak o
zaman anlayacaksın beklendiğini ve ancak o zaman yaşayacağız beyaz
iklimi…
(sevmek ölmekle başlar-II)
Murat Başaran
 
Zamanında ne güzeldi bu bahçeden kopanlar
Yüzümde gülümseme bi başka dururdu o zamanlar
Ağrılara dönüştü içimde koşan çocuklar uslu
Misafirlere ne bereketli sofralar kurulurdu
Yaz uzundu eskiden zamanında böyle kayıplar yoktu
Sevinçlerimiz gerçekti
Gözyaşının ertesi umutlu
Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında
Ailem çoktu
Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında
Yazın bu kadar ağlamak yoktu
Zamanında iyimserdik
Hiç olmaz zannettik ayrılıklar
Gelip geçici ömür mücadele
Büyürmüş bütün doğanlar
Yaşım küçükmüş geleni gideni büyükmüş evin
Çok olur halası dayısı ama bi evin bir kızı hala benim
Yaz uzundu eskiden zamanında böyle kayıplar yoktu
Sevinçlerimiz gerçekt
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Hüzünlerin ertesi umutlu
Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında
Ailem çoktu
Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında
Yazın bu kadar ağlamak yoktu..
 
DUALARIMI KABUL ETMEMESİNDEN BİLDİM BEN O'NU

Kudret sadece yapmaya değil, yapmamaya da muktedir olanın sıfatı.
İktidarın başlıca vasfı, eyleyip eylememe kudreti.
Kudret, arzu ettiğini avucunun içine alabilmek kadar, onu elinin tersiyle itebilmektir de....
Marifet, arzu etmediğini geri çevirmekte değil, bilâkis çıldırasıya arzu ettiğinden, hakkında deli divane olduğundan vazgeçmekte.
Vazgeçmek kolay mı?
Kolaylık da, zorluk da gerçekte kişinin vazgeçecek olduğu şey karşısındaki hâlince belirlenir. Çünkü feragatin şiddeti talebin şiddetine bağlıdır. Ne kadar istenildiyse, ne kadar istenilmişse, vazgeçişin ızdırabı da o düzeyde olacaktır.
Aslâ şaşırmamalı, kişi vazgeçildiği kadarıyla ancak vazgeçebilecektir!
Bir şeyi arzu ve taleb etmenin dört mertebesi vardır:

1. Meyl (eğilim)

2. İrade (istek)

3. Mehabbet (sevgi)

4. Aşk (tutku)

Bu dört terim de duyguların hareketini tanımlamakta.

Meyl Klasik Fizik’te hareket’ten ziyade hareketin başlangıcını ifade eder. Dolayısıyla elde etmeye, ele geçirmeye, avucunun içine almaya meyl etmedikçe, o şeyin, kişinin muradı hâline gelmesi düşünülemez. Meyl şiddetlendikçe isteğe dönüşür. İstek arttıkça mehabbete dönüşür. Mehabbet de şiddetlenirse bir süre sonra tutku hâlini alır.
Kişi istenildiği kadar isteyebilir. İstenilmeyen isteyemez.
Meyl kelimesi hakikatte temayül anlamında kullanılmaktadır, ve öyle de anlaşılmalıdır.
Meyl tek taraflı, temayül ise iki taraflıdır. Kendisine meyl duyulan ancak meyl duyabilir.
İstek de öyledir. İstenmeyen isteyemez. Dahası, sevilmeyen sevemez. Aşık olunmayan aşık olamaz.
Demek oluyor ki kendisinden vazgeçilmedikçe kimse vazgeçemez!
Tam da burada, düşünenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyor ve dikkatlerini Kur’an’dan iki ayete çekmek istiyorum:

• Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. (5:54)

• Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı. (5:119)

Farkedildiyse eğer, bu iki ayette de kullar, Allah tarafından sevildikleri için Allah’ı sevmekte, Allah kendilerinden hoşnut olduğu için O’ndan hoşnut olmaktadırlar.
Yani, Hak sevdiği için sevilirken, halk sevildiği için sevmekte.
Sevmeyi değil, sevilmeyi önemsemeli. Sevildiysek eğer, sevebileceğimizi unutmamalı.
Sevgisizlik, sevmeyi bilmemekten değil, sevilmeyi bilmemekten neşet eder. Alacaklı gibi değil, borçlu gibi sevmeli o hâlde!
Ne kadar seversen sev borcunu ödeyemezsin. Sevilmenin şükrü eda edilemez çünkü. Karşılıksız sevgi olmaz! Sevgi varsa, işin içinde sevmekten çok sevilmek vardır.
Hakkı niçin seversin? Ne kadar seviyorsun?
Hiç numara yapma! Sevildiğin için ve sevildiğin kadar.
Hangisi önce, Hakkın sevgisi mi, halkın sevgisi mi?
Burada bilindiği anlamıyla, yani zaman itibariyle öncelik yok. Çünkü öncelik ya zat itibariyle, ya da zaman itibariyledir.
Basit bir misal: Kolunu hareket ettiren kişinin koluyla birlikte kolundaki saat de hareket eder. Saatin hareketi kolun hareketiyle eşzamanlıdır. Dolayısıyla kolun saate önceliği zaman itibariyle değil, zat itibariyledir.
Hakkın muhabbet ve rızasının önceliği zaman itibariyle değil, zat itibariyledir. Halkın muhabbet ve sevgisinin sonralığı da keza zaman itibariyle değil, zat itibariyledir. Zâtendir.
Korkmak bir sevme tarzıdır, kişi sevdikçe korkar. Daha çok sevdikçe daha çok korkar.
Korkmak, gerçekte ihtimam göstermektir. Alacaklıymış gibi değil, borçluymuş gibi sevmektir.
Korkmak sevilmemekten korkmaktır. Terkedilmekten. Kaybetmekten. O’nsuz kalmaktan.
Heybet korku demektir. Hak aşıklarının sıfatıdır. Korkarak sevenlerin. Titreyerek. Heybetle.
Havf, avamın korkusu. Heybet ise büyük âşıkların. Delilerin. Çılgınların. Çıldırasıya sevenlerin. Çıldırasıya sevilenlerin.

Dualarımı kabul etmemesinden bildim ben O’nu!

Hz. Ali gibi sen de O’nun kudretini böyle takdir edebiliyor musun ki ey talib, hiç utanmadan, o’ndan korkmamalıyız, O’nu sevmeliyiz, türünden boş lâflar sarfedebiliyorsun?
Sen O’nu dualarını kabul ettiği için sevdiğini sanıyorsun.
Sevdiğin o değil ki, kibrin! Şımarıklığın. Zaafların. Kuruntuların.
Sen kuruntularını seviyorsun ve onlara tanrı adını veriyorsun. Kendin yapıp kendin tapıyorsun!
Putperestlik inkârın değil, bilâkis inanmanın zaafıdır!
Unutma ki putperestler putlarını Kâbe’nin içinde saklıyorlardı.
Ey talib, sen hiç Kâbe’nin içine baktın mı?
İçine?
Kendi Kâbe’nin içine?
 
öyle bir geçer ki zaman;
yıllar öncesinden bir gazete kupürü...
üzerinde ÖSYM nin adres ve telefonları yazıyor aynen şöyle:
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

tel: 0 900 909 10 00 / 0 900 909 11 11 / 0 900 910 10 01 / 0 900 910 10 02

bilgisayar ve internetin bu kadar yoğun olmadığı bir dönemde üniversite sonuçlarını yukarıdaki 900'lü hatlardan birini arayarak öğrenmiştim. ne günlerdi ya. zaman ne kadar çabuk geçmiş meğer. neden hala sakladığıma gelince hiçbir fikrim yok :)
 
Ne iş yaparsın sen dedi: “Hamalım ben” dedim. Nasıl yani dedi. “Elimden tutmasını bilenin yüreğini taşırım” dedim.
Sunay Akın
 
"off ulan off... ya iç çekiyorum ya zevk alıyorum. öyleyse varım" Şeytanın Fısıldadıkları Emre Yılmaz
 
Üst