• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Sürdürülebilirlik kapsamında okunabilecek kitaplar

Aslı Can Tathan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kasım 2019
Şehir
Tekirdağ
Firma
Çevre Mühendisi
Merhaba, kariyerimi sürdürülebilirlik ve ISO 14064 Karbon Ayakizi hesaplamaya doğru yöneltmeyi planlıyorum. Bu doğrultuda önerebileceğiniz kitap var mıdır?
 
14061 serisi standartlar, GHG protokolleri ve diğer raporlama kuruluşlarının rehberlerini okumanızı öneririm. Bunlar sürekli güncellenen dokümanlar size daha faydalı olacaktır.
 
Merhaba, kariyerinizi yok yere sürdürülebilirlik alanına yöneltmeyin, görünüşe bakılırsa hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, sigortacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilgiler mezunları bu mesleği elimizden alacak. Odadan da hiç ses yok açıkçası. Zaten çevre görevlisi garabeti yetmiyormuş gibi bir de sürdürülebilirlik de başka mesleklere kaptırılıyor, 3 kuruşa danışmanlık yaparız artık.
 
Önceki cevapları görüntüle…
Fatih Özcanben bir anda işsiz kalacağız korkusuna kapılıyorum nedense. ülkede bir sürü çevre mühendisi varken çevre görevliliği gibi bir olay ortaya atıldı, mesleğimiz elimizden alınmadı mı? sayıca çok olmak geçmişte işimize yaramadı gördüğünüz gibi.

İnanın ne yapmak lazım hiç bilmiyorum.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
İrem S.Birlik olmak ve beraber hareket etmek lazım İrem hanım, çevre görevlisi çıkarken çok uğraştık destek olun dedik ama yalnız kaldık maalesef, sonuç ortada.

Sürdürülebilirlik konusunda uzmanlaşmak daha çok maddi kayıba neden olur diye düşünüyorum eğer tutmazsa. Ama sürdürülebilirlik konusunda en azından yabancı firmalarda da fırsat çıkabilir diye düşünüyorum.
 
Fatih ÖzcanMerhaba Fatih Bey,
ÇMO Genel Başkanı Ahmet Bey' e bir bilgi notu hazırlayarak diğer odalarla birlikte bu konuya tepki gösterilmesi gerekirse dava açılması için bir harekete geçilmesi konusunda istişare yapıldı ve hızlıca harekete geçildi. Dediğiniz gibi birlik olmak çok önemli oyuzden bulundukları ilin oda yönetimine veya il temsilciliğine ya da genel merkeze bu konudaki taleplerin mail atılarak dile getirilmesi odalardan hızlı aksiyon almaları için baskı kurulması hakkımızın savunulması için bir çalışma yapılması istenilmesi doğru olacağını düşünüyorum.
 
KGK'nin açtığı sürdürülebilirlik denetim sınavı ile Çevre Müh. mevzuatının pek alakası olmadığını düşünüyorum. Sürdürülebilirlik meselesinin tekrar belirteyim sadece Çevre olarak düşünülmesi yanlış. KGK de büyük ölçüde o yanlışa düşmüş.

Dava açılabilir ama kazanılacağını sanmam çünkü KGK adı üzerinde Gözetim ve Muhasebe Kurumu. Onların BDY (Bağımsız Denetim Yönetmeliği) her zaman İdari, İktisadi, Siyasi Bölümler ve Hukuk mezunlarına sınavı açar.

Saygılarımla.
 
Önceki cevapları görüntüle…
Olgaç SürmelihindiSöylediklerinizin tamamına katılıyorum ama KGK olayında şöyle bir sorun var: Sürdürülebilirlik maddesinin BDY kapsamında olması bize Bağımsız Denetimci olma hakkı mı verir? KGK'nin açtığı sınav Bağımsız Denetimcilere ve olabileceklere açık. Bu Denetimci olayı Sigortacılara falan bile yeni açılmış bir olay. Biz Mali Müşavir veya Hukukçu değiliz ki.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Bu konuda bir cevap vermiştim. Ülkemizde bu Sürdürülebilirlik konusu çok eşelendiği için uzmanı olmasak ta içine sokuluyoruz. Ben Sürdürülebilirlik çalışmadım. Bunu da 40 gün önce yazmışım, ek olarak orada adamların bakış açısını da İş Arama sitelerinden alıntıyla eleştirmiştim.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Geçen hafta içi İSO'nun Sürdürülebilirlik Programını dinledim. Adam diyor ki konuyu teknik anlamda sadece Çevre Mühendislerine yıkmayın. Hocam öne sürdüğünüz her şey Çevre Mühendisi işi ve ancak Çevre Mühendisi kişilerin uygulayıp Bakanlıkla işleri yürütebileceği konular. ESG içinde sadece E tarafı yani Çevre tarafı öne sürülüyor sonra yıkmayın buraya. Yıkmayın derken olan taraftan da elimizi koparıyorsunuz. Burada kastım KGK değil Özel Sektör ve diğer Kurum ve Kuruluşlardır.

Saygılarımla.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Serhat A.Üstad,

Sürdürülebilirlik adı altında karbon ayak izi, su ayak izi vb. konularda eğitim düzenleyen hocaların çoğunluğu endüstri mühendisi. Daha bu kişiler hesaplamayı geçtim, bu işin nasıl uygulanması gerektiğini veya neler yapılması gerektiğini bilmiyor. Mesleğimizin önünün açılması gerekirken daha kötü kapatılmaya çalışılıyor. İşin uzmanına işi teslim edemiyoruz.

Bir ara atık kavramının ne olduğunu bilmeyen, hayatında atığa dokunmamış kişiler bizlere atık yönetimini öğretmeye çalıştı.

Kısaca; etiket güzel, fiyat iyi ama vitrine biz çıkamıyoruz.​
 
Serhat Bey, siz sürdürülebilirlik için çalışmamış olabilirsiniz, ancak ben dahil birçok arkadaşım yıllardır sürdürülebilirlik üzerine çalışıyor. Dediğinize de hak veriyorum evet sürdürülebilirlik disiplinler arası bir konu ama çevre mühendisi olup da gerekli eğitimler, sertifikalarla işin "S ve G kısmını" tecrübe edip sürdürülebilirlik alanında çalışan çok çevre mühendisi var. Çevre mühendisliği de oldukça geniş bir alan, siz sürdürülebilirlik çalışmak için bu branşı okumamış olabilir, farklı sektörlerde çalışmaya devam edebilirsiniz. Ancak hayatını sürdürülebilirlik ekseninde sürdüren çevre mühendislerinin de haklarının savunulması, hatta gerekiyorsa "eğitimleri alıp, sınavları geçtikten sonra", tıpkı diğer mühendisliklerin çevre görevlisi olması örneğinde olduğu gibi sürdürülebilirlik denetçisi olmasını da yapılabilir olarak değerlendiriyorum.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
İrem S.Ben alanın olabildiğince geniş olduğu kanaatinde değilim.

Son cümlenize katılmıyorum. Sapla saman karışıyor. Biz Bağımsız Denetimci değiliz. Mali Müşavir değiliz. Demişler ki adamlar artık denetimlerinizde "Sürdürülebilirlik" kavramını da ele alacaksınız, bunun için de sınava gireceksiniz demiş. Sınav sırf bunun için açılıyor, başkalarına iş vermek için değil. Maliye işleri bizim işimiz değil ama şuna katılırım: Sürdürülebilirlik alanında sırf iki şey okumuş diye bize uzmanlık taslamasına müsamaha gösteren bir durum var. Bilinçsiz boşluk tabiri buna uyuyor. Bu konu hangi Kurumlara tabi ise bu Kurumlar özel bir Yönetmelik çıkarsın, kimin ne yapacağı ortaya çıksın. Çıkarken de Çevre Mühendislerinin hakkı yenmesin.

Saygılarımla.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
İrem S.Serhat Bey alan geniş aslında: çevre danışmanlığı, atık su arıtımı, içme suyu arıtımı, ÇED, Çevresel Sosyal Uyum, geri dönüşüm, atıktan yakıt üretimi, atık yönetimi, Ar-Ge, satış, proje, hava kirlenmesinin önlenmesi, karbon ayak izi, su ayak izi, kalite alanında çevre yönetim sistemi, laboratuvar, İSG sertifikası alınırsa İSG-Ç ve sürdürülebilirlik ilk aklıma gelenler. Öyle bir yazmışsınız ki "Ben sürdürülebilirlik çalışmak için okumadım" diyerek sanki bütün çevre mühendisleri sürdürülebilirlik alanında çalışmaya mecbur bırakılıyormuş gibi. Evet sürdürülebilirliğin finansal boyutu da var, bağımsız denetçiler o kısmı denetleyebilirler gibi bir ayrım yapılmış olsaydı belki zaten endişelenmeyecektik, ancak görevin adı "finansal sürdürülebilirlik denetçisi" değil de "sürdürülebilirlik denetçisi" yapıldığı için kendimi ve meslektaşlarımı endişelenmekte oldukça haklı görüyorum.
Son iki cümlenize de hak veriyorum, kimin ne yapacağı belirlenmeli, bu yapılırken de uzun yıllar sürdürülebilirlik alanında çalışan ya da bu alanda çalışmak niyetiyle bu mesleği seçen yeni mezun çevre mühendislerinin hakkı yenmemeli. Etraflıca baktığınızda sürdürülebilirlik alanında çalışanlarını çok büyük bir çoğunluğunun çevre mühendisi olduğunu görürsünüz, bunca yıl bu konuda emek harcamış meslek erbaplarının ve kariyerini bu alanda şekillendirmek niyetiyle üniversite tercihi yapmış gençlerin hakkının yenmemesi gerekir diye düşünüyorum. Nasıl atık su arıtma tesisi görevlisi belgesi alınırken 0-1 yıl D sınıfı vb. kategorize etme durumu varsa çevre mühendislerine de geçiş süreçlerinde avantaj tanınabilir, sonrasında da çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik ve finansal sürdürülebilirlik alt başlıklarında tüm disiplinler ile iş birliği yapılması sağlanabilir belki.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
İrem S.Ben gerçekten Sürdürülebilirlik için okumadım. Dürüst olmak gerekirse "Özel Sektör" için de okumadım. Ben Belediye için okudum. Torpilim olmadığı gibi mevcut siyasi kuvvetlerle de daha lise okurken ters düştüm. O yüzden işsizim. Normal koşullarda Çevre Mühendisi olur muydum ondan da emin değilim. Alanımız sandığınız kadar geniş bir iş kolu değil çünkü temel bir Mühendislik değil. Ülkemizde temel Mühendislik, İİBF alanlarının iş bulma imkanı Çevre Müh. diploması sahiplerinden daha fazla çünkü saydığınız işleri üç aşağı beş yukarı tek bir Danışmanlık şirketi yapabilir. Onların da maddi koşulları ve sayısı ortada. Diğer konularda tavrımı belirttiğim için tekrar olacak.

Şöyle anlatayım: Çevre Mühendisliği kazandığım dönemde Sürdürülebilirlik kelimesini bırakın İklim Değişikliği konusu bile fazla gündemde değildi. Çevre Görevlisi olayı yeni bir olaydı, Bakanlık iyi sayıda alım yapıyordu, Yer Üstü Su Kirliliği Yön. çıkmamıştı. Hala Çevre ve Orman Bakanlığı ismi ile karşılaşırdım. Bir de İLBANK sağlam sınav yapardı şimdiki hali ortada.

Saygılarımla.
 
Son düzenleme:
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Serhat A.@Serhat A. 8 yıllık sektör tecrübemle diyebilirim ki danışmanlıkların yapacağı şeyler kısıtlı, saydığım alanlardan sürdürülebilirlik, çevre danışmanlığı, karbon ayak izi, kalite ve İSG danışmanlıklarla yürütülebiliyor. Memuriyet konusunda haklı olabilirsiniz, belediyede torpil olayı ise maalesef Türkiye gerçeği, son 10-15 yıldır böyle değil, torpil ne yazık ki hep var..

Herhangi bir alanda "Ben sadece devlette çalışmak için okuyorum." yaklaşımı Türkiye'de işe yaramayabiliyor, her alana sirayet eden torpil ve nepotizm yüzünden hak eden yerine eş-dost- akraba daha büyük çoğunlukla dolduruyor kadroları.

Yine de bu saydığınız şeylerin yanında sürdürülebilirlik uzmanı olarak çalışmayacağınız özel sektörde ve kamuda farklı iş alanları mevcut. Birçok arkadaşım sürdürülebilirlik konularından bağımsız bir şekilde bir önceki mesajımda saydığım alanlarda, özel sektör ve kamuda çevre mühendisliği yapıyorlar. Umarım siz de kariyer hayatınızda çok başarılı olursunuz, iyi günler dilerim.

Saygılar.
 
Çok değerli Çevre Mühendisi arkadaşlarım,size mesleki yaşamımda karşılaştığım önemli bir tecrübemi paylaşmak isterim,
Ben, 24 yıl Sağlık Bakanlığının Koruyucu Sağlık Hizmetleri veren bölümünde genellikle yönetim kademesinde görev aldım ve daha sonra Çevre Bakanlığında da İl Müdürü olarak görev yaptım,
Sağlık Bakanlığında genelde hep doktorlar hizmeti benimserdi oysa özellikle koruyucu sağlık hizmetleri disiplinler arası çalışmayı gerektirmekte idi, yani doktorlar meslek hegomanyası yalnışlığını yaparlardı, oysa bu gün Sağlık Bakanlığındaki doktorların bu günkü durumları ortada,
Benim Çevre Mühendisleri arkadaşlara nacizane önerim doktorların düştüğü yalnışlığa düşmemeleri yönündedir,
Çünkü,Çevre Hizmetleride disiplinler arası çalışmayı gerektirir ve mutlaka değişik meslek gruplarınında desteğini gereksinim duymaktadır,
Sevgi ve Saygılarımla
 
Fikret ŞanMerhaba Fikret bey. Doktorlar iş bulmada, mesleki itibarı korumakta zorlanmayan kişiler. Anlattığınız davranışlarıyla meslek hegomanyasına düştükleri doğru olabilir. Ama bu bizim için geçerli değil. Bizler meslek hegomanyası yapmaktan çok zaten olmayan haklarımızı, itibarımızı koruma derdine düştüğümüz için bu söylemler içerisindeyiz. Zaten iş bulmada, yer edinmede zorluk yaşarken, kendimizi mesleğimizi insanlara kabul ettirmeye çalışırken tabi ki öncelik bekleyeceğiz. Zaten diğer disiplinlerle birlikte çalışılması gerektiğinin bilincinde olan insanlarız hepimiz ancak diğer meslek grupları, kendimizi kabul ettirmeye çalıştığımız bu dönemde bizle birlikte çalışmaktan çok önümüzü keseceklerse elbette söyleneceğiz. Üstelik ilk kez çevre mühendislerinin değer göreceği günümüz zamanına gelmişken bunu kabul edemiyoruz. Eskiden sürekli söylenen ''geleceğin mesleği'' tabirindeki gelecek geldi belki de. Peki tam da o zamanlar gelmişken neden bunu diğer gruplara kaptırıp tekrar arka planda kalmayı kabul edelim ki?
 
Üst