Sayıştay der ki: "Ambalaj atığı toplama işi gelir getiren bir iştir. Belediyeler bu işi yapmak/yaptırmakla yükümlüdür. Bu işi yükleniciye yaptıran belediyeler bunun karşılığında bedel almalıdır."
İşin aslı şudur ki: Bu iş muhakkak ki gelir getiren bir iştir, ancak çalıştığın belediyenin dişe dokunur bir nüfusu varsa, gerçekten atıkları bedelsiz alabiliyorsan ve evsel kaynaklı topladığın atıkların %50'si çöp değilse.
Şimdi sıfır atık kapsamında belediyelere ve kamu kurumlarına sorumluluklar verildi. Kamu kurumları bu aşamada belediyelerden yardım istiyor. Belediyeler ise, yüklenicilerin koşu yoluna yuvarlıyor topu. Dolayısıyla sıfır atık projesinin tüm yüklenicisi toplama ayırma tesisleri oluveriyor.
Şimdi ambalaj atığı toplama ayırma tesisleri toplama işini yapsın, toplama ve ayırma ekipmanı sağlasın, yaptığı işle hiç alakası olmamasına rağmen geri dönüşümü mümkün olmayan atıklar için gri/siyah renkli iç mekan kumbarasımsı ekipmanlardan yaptırsın(bir de bunu rutin toplasın, çöpe atsın), üstüne bir de bu iş gelir getirdiğinden belediyeye para ödesin.
Bu proje kapsamında, kamu kurumları, özel sektör ve özellikle vatandaşlara sorumluluklar paylaştırılmadan gerçek amacına ulaşamayacağını düşünüyorum. En fazla
- Yapıyor muyuz?
+ Yapıyoruz.
olur.
Masa başında yönetmelik hazırlayıp, görüşe açıp sonra özet çıkarıp yönetmelik yayınlamakla olmuyor bu işler. En bariz örneği Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği. Eğer sıfır atık konusunda samimi isek; bu işin tüm ilgili, bilgili ve paydaşlarıyla bir araya gelinip, gerçekten sahada uygulanabilecek, sorumlulukların net ve adil paylaştırıldığı bir çalışma yapılması lazım, şahsi görüşümdür.