@burak_izmir
A Haberde 3 hafta bu skandalı başladığından beri takip ettim ama burada yazmaya fırsatım olmadı pek, özellikle Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağatay Güler hocanın açıklamaları gerçekten dikkate alınması gerek husulardı. Bunlar gerek insanların önlem alması gereken hususlardan oluşuyor gerekse de hükümetin.
Arıtma cihazları konusuna gelince tezgah altı RO cihazlarını kesinlikle tavsiye etmiyorum. "1000 lira üstü cihazlar yararlı ve faydalıdır" açıklaması oldukça teknik bir açıklama olmuş
Bunları satanlar genelde pazarlamacılar, ve hepsi 3 aşağı 5 yukarı aynı Çin ve Tayvan malı cihazlar. Kimisi 500 tl ye satıyor kimisi 1.500 tl ye yani tutturabildiğine
Ayrıca bunların Pompasız olanları da var, yani elektrik kesilmiş kesilmemiş pek önemli değil. Zaten içlerindeki membranlar düşük basınç membranları.
Demek istediğim şey şu RO sistemleri sudaki minerallerinin %90'ından fazlasını tutar. Evinde mevcut olan arkadaşlar bir adet TDS metre ile giriş ve çıkış sularını ölçerlerse sonucu rahatlıkla görebilirler. Özellikle yaz aylarında vücudun mineral dengesi açısından oldukça önemlidir. Hele hele gelişme çağındaki çocuk ve yaşlılarda bu tür sular pek önerilmez. Peki zararlı mı derseniz, kısa vadede direk zararlı demek belki haksızlık olur ama ideal bir içme suyu olmayışı da aşikardır.
Bu cihazların hepsi uzakdoğu ülkelerinde üçüncül petrol atıklarının geri kazanımı ile plastiklerin değerlendirilmesi işlemleri sonucunda elde edilir. Yani içme suyu için olması gereken 316 L Paslanmaz, cam yada PP gibi inert yapı bu sistemlerde malesef mevcut olmadığı gibi aksine elde edilen plastiğin mukavemetini arttırmak için son derece kanserojen bir çok bileşen kullanılmaktadır.
İstanbul için iski çıkış suyu gerçekten TS 266 sınırları içinde. Ancak eviniz çok eski ve tesisat PP değil ise, illaki bir arıtma koyayım da içim rahat etsin diyorsanız. Klasik bir spun (Kartuş) Filtre ve arkasına Aktif karbon yeterlidir. Yada tezgah üstü herhangi bir basit arıtma. Hatta mümkünse reçine de olmasın zaten İSKİ çıkış suyu sertliği 14 - 18 Fr sertliğinde. Yani suyunuzun boş yere mineral dengesiyle oynamanın anlamı yok pek.
Bu arada Damacana'ya karşıyım gibi anlaşılmasın, mutlaka içlerinde düzgün olanlarda vardır ama gecen sene oldukça ünlü bir markanın damacana suyundan çıkan, garip, şeffaf, ipliksi bir parça benim damacana suyunu bırakmama neden oldu. İlkinde belki pompanın borusundandır vs. diye düşündüm hatta suyu dağıtan kişiye gösterdim, o da fabrikayla konuşacağını söyledi. Damacana pompasını iyice temizledim. Ancak gelen ikinci damacanada da aynı şeyi dikkatle bakınca yine gördüm. Alışkanlıktan mıdır nedir bilmiyorum, 2 günde bir evin altındaki marketten 5L yada 10L lik sulardan alıp öyle gidiyorum eve, ama şu içimizdeki çeşme suyu psikolojisini yıkmamız gerekiyor.
Birçok şehirde zaten bu problem yok tıpkı Avrupa ve ABD deki gibi herkes çeşmeden rahatlıkla suyunu içiyor, İstanbulda eskiden böyleydi ama (1990 -1993) yılları arasında çeşmelerden resmen çamur akmıştı, ve akıllara durgunluk veren su kesintileri yaşanmıştı. Nişantaşı'nda bile bir hafta suyun gelmediğini bilirim. O zamanlar belli markalar tezgah üstü arıtma cihazları çıkarmaya başlamıştı. O dönemlerden kalma alışkanlıklarımızı malesef yıkamıyoruz.