"Türkiye Cumhuriyeti tarafından terör örgütü yada terörist olarak kabul edilmiş kişi yada gruplara verilen her destek terör seviciliği olup bunu dile getirmek ayrıştırıcı bir üslup değildir. "
Bu açıklama normal şartlarda doğru. Ama uzun süredir normal şartların olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bundan 10 yıl önce, ABD'de ikamet eden sümüklü bir ilkokul mezununa terörist deseydiniz başınıza gelmeyen kalmazdı. Şu an aynı sümüklü şahıs terörist. Bir dönem iktidarın akıl hocası ve en sevdiği figürlerden biriydi. Ya da aynı şekilde teröristler sınır kapısından davullu zurnalı, bol şenlikli bir kutlamayla içeri girerken buna çanak tutanlara terörist deseydiniz, muhtemelen yoğun bir adli süreç geçirirdiniz. Çok geçmişe gitmeye gerek yok. Önce "kardeşim Esad" oldu, sonra "katil Esed" oldu ve yakın bir gelecekte el sıkışırken pozlarını görmemiz mümkün. Terörist denince ilk akla gelen adamın kardeşi devlet televizyonunda yerel seçimler için çağrıda bulundu
2 askerimiz canlı canlı yakıldı, bu olayın kurgu olduğu söylendi. Haberi yapan gazeteciler yargılandı.
Devlet - hükümet ayrımını iyi yapmak lazım. Gizli tanık ifadesiyle herhangi birimize f*töcü dense, bizi sevenler terör sevici mi olacak? İktidar elindeki sınırsız medya ve yargı gücüyle istediğini istediği an terörist yapabiliyor. Koca ülkede, bir kişi hariç hiçbirimizin "kandırılma" lüksü yok. Bu sağlıklı bir durum değil.
Meslek odasıyla ilgili eleştirilerinize katılıyorum. Söz konusu metin usül ve içerik olarak çok yanlış bir metin. Metinde kullanılan dil de ayrıştırıcı bir dil. Daha önce de belirttim, bilimsel/teknik/mesleki olmayan hiçbir açıklama yapmamalı bir meslek odası. Bilimsel gerçek tartışmaya açık değildir.
Aynı yere dönmek istemiyorum ama söylemeden edemeyeceğim. Birilerini terörist, terör sevici, gayrı milli ilan etmek bağımsız ve adil bir yargı sürecinden sonra gerçekleşmeli. Siyasi otoritenin her kritik virajında iç güvenlik sorunlarının yaşanması ve bu sorunlara üretilen çözümlerin de seçim argümanına dönüşmesi benim için düşündürücü. Ben her kentin her sokağında güvenle yaşamak istiyorum ve bu bir seçim vaadi/seçim malzemesi olmamalı. Bu benim hakkım.