@Tunç Bozkurt
fikir sempatik ama realiteden uzak gibi.
bir firma sahibi düşünün;
firmasını kurmuş, yeterliliğini almış, 3 mühendisi bir araya toplamış, altlarına araba vermiş, bilgisayarları, interneti, yazıcıları, programları ile ofisini düzmüş, sigorta, kdv, vergi ödemelerini yapıyor, çalışacak firmaları ayarlamış, üstüne size vereceği maaşı garanti etmiş bir de firmalara kestiği faturaların zamanında belki de hiç ödenmemesi riskini de almış. ve diyorsunuz ki kar paylaşımı yapalım. tamam diyor ve yukarıdaki önerileri karşısına getiriyorsunuz.
birinci örnek (400 tl+kdv ve personel başı 10 firma) reel piyasaya gayet uygun. hem fiyat ve hem de personel başına iş yoğunluğu açısından. bu durumda siz 2.200 TL kazanıyorsunuz, bütün organizasyonu yapıp riskleri alan ve size iş veren firma ise 800 TL
o da bütün faturaların ödenebildiği ihtimali ile geçerli.
ikinci örnek ise (600 tl+kdv ve personel başı 15 firma) neredeyse ütopik (ki ben böyle bir firma ortalamasına şahit olmadım, piyasa rakamları ortada). bu durumda ise firmayla siz başa baş kazanıyorsunuz.
rakamlar ve oranlarla oynanabilir yüzdeler örnek olarak verilmiş derseniz; zaten yüzdeler ile mantıklı bir denge kurduğunuzda rakamlar 1500 tl civarına gelecektir.
maaş+prim olarak çalışmanın motivasyonu arttıracağı kaçınılmaz ama prim dediğiniz şeyin mantıklı olması gerekir. direk maaş+prim çalışan sektörler yok mu? var elbette. mesela otomobil satış personelleri; yaklaşık asgari ücret alırlar sattıkları otomobil için de prim alırlar. ama 50.000 tl lik otomobil satıp. 15.000 tl prim almazlar 200-300 tl en fazla...
ama yine de maaşından şikayetçi olup firma sahibinin yaptığı işe karşılık kazancının fazla olduğunu düşünen arkadaşlara da bir önerim var 3 arkadaş bir araya gelip firma kurun ve işverenlerin kazanıp size vermediği parayı kendiniz kazanın. bunun da örneklerini veterinerlik büroları ve özel polikliniklerde bulabilirsiniz. aynı bu düzende kar paylaşımlı ortaklık olarak çalışıyorlar ve gelir skalaları da fena değil. böyle bir işe girişmenin de maliyeti adam başı 10.000 tl yi bulmaz. ama hem risk almayayım hem para kazanayım bir de yeni mezunum ben. o zaman şimdi sakin ol ve o diplomayı yavaşça yere bırak.
hasılı kelam; patron çalışan kavgası yahut anlaşması ile çözülmez bu konu, zaten asıl sorunlar başka yerde. Yaptığımız iş bakanlık ve firmalar arasında sıkışıp değersiz kaldıkça, ne cezai ne idari bir yaptırım gücümüz olmadıkça,ayda bir gün iki saat firma ziyareti yapıp, varlığımız firmaya ekonomik veya ticari katma değer üretmedikçe bizim hem ekonomik hem idari sorunlarımız bitmez.
bir de arkadaşlar şu mühendis kelimesine çok takılmayalım; yaptığımız iş hukuk müşavirliği ile muhasebecilik karışımı bir iş sadece. danışmanlık piyasası kolay adapte olabileceğiniz başlangıç olarak tecrübesiz olsanız da kabul edilebileceğiniz, mesaisi ve yoğunluğu az bir iş. atıksu projeleri, katı atık yönetimi, çed, emisyon ve analiz laboratuvarları, sanayide mühendislik gibi bir çok alan var hedef olarak alabileceğiniz. işe zor kabul edilir, daha çok yorulur, daha zor basamak atlar, daha stresli yaşar, daha fazla ezilir ama daha çok kazanma ihtimali bulursunuz.
bu arada patron sevici falan değilim. maaşlı bir çalışanım ben de danışmanlık sektöründe. ve bir sanayi kuruluşunda tam zamanlı çevre görevlisi olarak çalışırken istifa ettim, bu işe devam ediyorum. eskisinden daha az kazanıyorum, evet.
nerden baksanız 10 yıllık diploma sahibi bir adamım, naçizane gözlemlerimdir. şartlar ve kurallar ortada. daha fazla kazanabilmek için bu şartlar ve kurallara sahipsiniz. çok kazanmak için yeni bir ticari sistem geliştirmeye çalışmak yüksek atlamada rekor kırmak için gravitasyon sabiti ile savaşmak gibidir. bunun yerine daha çok çalışın, iş çözün, maliyet düşürün, tekniğinizi geliştirin, yeni yöntemler bulun. ve mümkünse bunlar uygulanabilir olsun. yoksa gerisi laf-ü güzaftır.
iyi çalışmalar dilerim.