• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

İthal atık hammadde haberleri

serhanmaden

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mart 2011
Şehir
İstanbul
Firma
SADAM
Herkes atık ithalatına kızıyor ama bir gerçeği gözden kaçırıyorlar sanırım evdeki atıkların sadece %1 ini geri dönüşüme kazandırıyoruz. Geriye kalan atıkları çöp kutularına atmaya devam ederken geri dönüşüm sanayii hammaddeyi nereden bulacak? Çocuk isçiler ile çöpe karışmış atıkları toplayan sokak toplayıcıları ile bu değirmen dönmeye devam edemez..

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Biz kontrollü atık ihracatına ve ithalatına karşı değiliz. Biz kendi değerlendirilebilir atıklarımızın toprağa gömülmesine izin verilip yurt dışından ne olduğu belli olmayan atıklar alınmasına izin verilmesine karşıyız. Önce kendi atığımızı düzgün bir planlama ile değerlendirelim milletin pisliğine sonra bakarız. Çok iyi bir atık olsa o ülkeler o kadar ucuza bize vermez herhalde atıklarını. Kendileri değerlendirirler. Hem bu sektörü de dışa bağımlı hale getirmenin bir manası yok.Yarın bir gün "vermiyorum kardeşim çöpümü" diyecekler ve değirmeni tekrar sokak satıcıları döndürecek. Artık sokak satıcılarını kabullense keşke herkes. Herşeyde olduğu gibi en son yapılacağı en başta yapıyoruz?
 
Atığın ayrı toplanması ile ilgili bir seviyeye gelirse belediyeler icerdeki atıklar çöpten ayrılabilir onun haricinde iceride toplanan atıkların kalitesi disardan gelenlerden cok daha kötü durumda. Bugün atık kağıt sektörü içerideki tum kagidi satin aliyor zaten ve yetmiyor siz yurt disindaki fabrikalarla rakabet etmek zorundasiniz onlar yurt dışında su anda kagidi 35 Euro ton olarak tedarik ediyor. Neredeyse yarı fiyatina hammadde tedarik eden sektorle rekabet edemesse kağıt sanayii bu sefer yurt disindan hurda kagit degil bobin gelir ozaman kagidi yurt disina 20 euro ya satamaz duruma gelir sokak toplayicisindan kagidi alan sektörler.. bugun kagit sektörü 5 milyon ton Kagıt kpasitesine ulasacak iceride toplanan maç lahit 3 milyon tondur. Geriye kalan kısım icin %90 verimle toplama sisteminiz olmasi lazim. Bu arada Kagıt atiklar kontrolden geçmektedir.
 
Kâğıt sanayicileri, atık kâğıt konusunda önemli uyarılarda bulundu. Atık kâğıt ithalatının yasaklanması ya da kısıtlanması durumunda sektörde çarkların durabileceğini belirten AGED Başkanı Mustafa Saral, Türkiye’nin dünyanın en önemli kâğıt ambalaj üreticilerinden biri olduğunu söyledi. Türk kâğıt sanayiinin ithal ettiği atık kâğıtları geri dönüştürerek ihraç ettiğini belirten Saral, “Aldığımızdan çok daha fazlasını satıyoruz. Ülkenin cari açığını kapatıyoruz ve istihdam sağlıyoruz. Biz ham madde bulamazsak üretemeyiz, fabrikaları kapatırız. Boşluğumuzu da diğer ülkelerin üreticileri doldurur, bunun kime faydası var?” dedi.

Biz batarsak toplayıcılar da batar

İç piyasadan toplanan atık kâğıtların yeterli ham maddeyi sağlamadığını belirten Saral, “Biz yılda 4 milyon ton üretim yapan bir sektörüz. İç piyasadan toplanan 3,2 milyon ton atık kâğıt üretim için yeterli değil. Biz ham maddenin tamamen iç piyasadan toplanmasını arzu ederiz. 5 milyon ton. Yeterli kâğıdı yurt içinden temin edemiyoruz. Yeterli kâğıt olsa neden ithal edelim? İthalat yasaklanırsa ham madde eksikliği nedeniyle sektördeki fabrikalar kapanır. Sokaktan toplanan kâğıdı alacak sektör bulunamaz. O vakit toplayıcılar da ellerindeki kâğıdı satamazlar ve onlar da iflas eder. Bu da ülkemizde daha fazla atığın toplanamadan sokakta kalmasıdemek. Devlet ham madde ithalatını yasaklamak yerine, iç piyasadan yeterli atık kâğıt toplanması için çaba göstermeli. Biz hiçbir kâğıdı israf etmiyoruz, tamamını alıyoruz. Daha fazla toplanırsa daha fazla alırız, yeni fabrikalar açılır. Bu da ek istihdam demek. Bunun yerine yasakçı bir zihniyetle hareket etmek hem ülkemizin hem bizim hem de kâğıt toplayanların kaybetmesi demek. Neden toplu halde kaybedelim?” diye sordu.

Kâğıt farklı

Kâğıdın doğayı kirleten bir atık olmadığının da altını çizen Saral, “Bütün atıklar tek sepete atılıyor. Siz kâğıda sarılmış ve ölmüş bir balina gördünüz mü? Kâğıt doğayı kirleten bir atık değildir ve diğer atıklarla aynı kefeye konulmamalıdır. Biz temiz üretim yapıyoruz ve atık kâğıdı geri dönüştürerek dünya çapında ormanları koruyoruz. 2018’de yaptığımız 4 milyon ton üretimle 68 milyon ağacın kesilmesini önlemiş olduk. Doğal kaynakların korunmasında zincirin vazgeçilmez bir halkasıyız. Kâğıt sanayiini bitirecek adımlar hem ülkemizi hem de dünyayı yok eder,” dedi.

Kapımız herkese açık

Yurt dışından çöp ithal edildiğine dair basında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığına da değinen Saral, “Bizler çöp ithal etmiyoruz. İsteyen gerek gümrüklerde gerek fabrikalarda ithal edilmiş kâğıt balyalarını yerinde inceleyebilir. Bu konuda devlet denetimleri artırıp çöp ithal edilmediğini kayıt altına alabilir. Yurt dışından ithal edilen kâğıt çok daha temiz. İçinde yabancı madde ve nem oranı yerli kâğıda göre çok daha düşük. Çünkü yurt içinde kağıdı çöpün içinden topluyoruz,” dedi.
 
Yeterli kağıt toplayamadıklarını dile getiren aged başkanı piyasada kağıt fiyatının yerlerde olduğunu, fabrikalardan kağıt alan lisanslı firmaların şu dönemde kâğıtta zarar edecek durumda olduğunu, tat tesislerine (yeterli alanı biriktirme alanı olmadığı için) bu kağıdı satmak zorunda olduğunu çok iyi biliyor. Ama iç piyasayı zora sokmak için daha uygun fiyata yurtdışından gelen atığa ihtiyaç duyuyor. Burada suçu kendisine de bulmak istemiyorum ancak yurt dışından gelen atığa gümrük vergiside uygulanmıyor diye biliyorum. Buba tek müdahale edecek bakanlıktır. İçerdeki geri dönüşümcüyü bitirdikten sonra sıra kime gelecek merak ediyorum
 
Çevre kanununda yer alması lazım yanlış hatırlamıyorsam, Türkiye çevreyi kirleten öder prensibini uygulamaktadır der. Lakin kirleten ödüyorsa neden atığa para verilir anlamış değilim. Dolayısı ile yurt dışındaki anlaşmalara girdiğinizde işin içinden o malların ne şartlarla getirildiğini görürsünüz ve beraberinde kaliteli atığı alırsınız. O yüzden geri kazanımcı olarak neden para veriyorum? Ayrıca kirleten öder felsefesini madem benimsedik bu para ne için ne amaçla kime ödenir? Ödenen para neden geri kazanımcı firmaya yansımaz.. falan filan inter milan çevrenin alayı batsada kurtulsak artık.
 
şehirde yaşayan insandan çevre temizlik vergisi alınır, lakin bu sizin şahsınıza ait olan ödenmesi gereken vergiden düşürülmez. marketten poşet alırsınız tanesine 0,25tl para ödersiniz bu para ne için gider belli değil, evde yaşayan vatandaştan belediyenin arıtma tesisi var diye atıksu hizmet bedeli diye para alınır bu paranında nereye gittiği meçhuldur. fabrikalardan ambalaj atığı çıkıyor diye üretici yetkilendirilmiş kuruluşa para öder, nereden nereye doğru akış olur belli olmaz. fakat emisyon konulu çevre izni aldı diye co2 dahi olsa sınırsız salınım yapma hakkına sahiptir sanayici, aynı şekilde evi ısıtma çalışan şehirlinin de aynı hakkı vardır. atık şehirden toplanıyorsa bedelsizdir ama fabrikadan alınıyorsa bedellidir. parayı verdiğimiz sürece doğanın anasını ağlatma hakkına sahibiz. o yüzden de yurt dışından gelen atıklarla sektörde kimlerin batacağı ya da battığının bir önemi yok. sadece uzun vadede batması gereken geminin daha erken batmasını sağlıyoruz şuan ithal atıkla o kadar.
 
Ben de yaklasik 10 yıldır sektörün içinde biri olarak bu vergi ve ithalata dur demenin iç piyasadaki toplama sistemine zarar verecegini anlatmaya çalışıyorum hepimiz muhendisiz ve maliyet hesabı yapabilirsiniz diye düşünüyorum. Atiklarini su anda toplayıcılar yurt dışına satabiliyor ve serbestler madem kagidin emtia fiyatlarini iç piyasa düşürüyor neden yurt disina satılmıyor. Ben tuik rakamları ile konuşuyorum iceride toplanan tum kagit atıkları alınıyor sonra fabrikalar dursun mu ne kadar fiyat artirirsaniz arttirin gelen kagit artmiyor icindeki su artiyor aradaki araci sayisi artiyor çöp artıyor. Bu mantikla bu ülke ayakkabi da ithal etmesin icerdeki yerli firmalar ayakkabilarini satamıyor.. ama daha kaliteli diyecekseniz emin olun yurt disi atıklar iç piyasa atiklarindan kaliteli .. bunları uzmanlık alanim kagit icin söylüyorum
 
Geri Dönüşüm firmalarının atık ithalatına yönelmesine karşı değilim sonuçta serbest piyasa ancak bakanlık bu konuda bir adım atmalı ve bir denge sağlamalı, firmalara kota uygulaması uygulanarak iç piyasadaki atık stoğunu eritmelidir. İthal edilen her atık temiz gelmiyor ne yazık ki. İthale yönelen her firma ilk işinde başarısız oluyor. Getirilen atık %20-30 çöp çıkabiliyor. Bakanlık siyaset yapmayı bırakıp gerçekten misyonuna göre hareket etmelidir.
 
Plastik ve kağıt cok farklı atiklar bir arada degerlendirilmesi de yanlış kagit ithal edebilecek 12 13 firma var plastik gdt lisansli binlerce firma var plastik icin denetimin daha yogun olmalıdır buna karsi değilim. Kagit konusunda yeni yapilacak 2 fabrika ile seneye kagit ihtiyaci 6 milyon tona yaklaşacak bu durum da icerde %90 geri donusum oranina ulaşsak bile yetmez kagit üretim süreci dur makinayı durduruyum kagit yok piyasada diye durdurulabilecek bir proses degil maliyetleriniz katlanır. Yurt disindan ithal atık geliyor diye üzülürken bu sefer ithal bobinle rekabet edemeyen sanayii duracak iceride uretim sekteye ugrayacak hurda kağıt bollaşacak ve 2009 gibi fiyatlar dibin dibini görebilir. Burada çözüm denetimde yurt disindaki fiyat dusmesi 1 2 ay devam eder sonra eski degerine ulaşır. Plastik konusu cok daha farklı Avrupa ulkeleri bunlari neden geri donusturmuyor diye soranlar oluyor o ulkelerin petrol zengini sonurgeleri var gem petrolü hem plstik orjinal hammaddeyi daha ucuza aliyor bizdeki cam hammaddesi gibi düşünebilirsiniz. Böyledir durumda 40 ambar plastiği ayrıştırmakta yeniden degerlendirmekle ugrasmak yerine yurt disina satıyorlar. Plastik tuccralarida denetleyerek ve plastik gdt lisansindaki kapasitenin ustunde ithalat yapamaz diyerek kontrol edebilirsiniz. Kagitda 3.2 milyon ton icerde toplanan tum kagit alınmış kalan 750 bin ton ithal edilmis 3.2 milyon tatlarin sanayi market ve sokak toplayiclarin tamamindan topladigi miktardır. Geriye kalan atik çöple karıştığı icin ayrılamıyor. Belediyeler çöp ve geri dönüşümü gercek anlamda ayrı roplamadikca bu sorun çözülmez bu sorunu çözmeden sen ithalati yasaklarsan kota koyarsan sanayii hammadde bulamadığı için ya serbest bolgelere kaçar yada kepenk indirir. Sistemi kurarsin atığı icerde toplarsın sonra kota konuşulur.
 
@serhanmaden sizin dediklerinize katılıyorum ama devletin bazı konuları oturtabilmesi için bana göre atık lojistik kavramını, atığın kaynağına göre oturtması gerekiyor. Ambalaj atığı-tehlikesiz atık-tehlikeli atık-elektronik atık-lastik-pil-atık madeni yağ-çöp.....daha nicelerini toplamak ayırmak, bir geri kazanım ya da geri dönüşüm değildir. bu tamamen bir atık lojistik kavramıdır benim için. dolayısı ile bir sürü atık toplama ayırma lisansı olmaz bana göre. bunun kaynağı bellidir, kentsel ve endüstriyel olarak atıkların toplanacağı,ayrılacağı noktalar belediye tarafından kurulur, özel sektör tarafından işletilir. bir sürü toplayıcı firma ile bu iş yürütülmemelidir bana göre. böyle yapılırsa ancak geri kazanım mantığı bir yerlere oturabilir. bakanlık sıfır atık yönetmeliği yayınladı. yönetmelik bana göre yeni bir linsanslı toplama ayırma tesisi mantığından başka birşey değil. yine bana göre sıfır atık mantığı ile hareket ediyorsak tartışmamız gereken konu kaynak yönetimidir ve yönetmeliğe baktığım zaman kaynak yönetimi ile alakalı herhangi bir oluşum görememekteyim. sıfır atık kavramı üretim esnasında ortaya konulur. bakanlığın sıfır atık kampanyası benim için herkes kapısının önünü süpürürse şehir temiz olur kavramından başka birşey değil. atık oluştuktan sonra sıfır atık mantığı güdülmez bana göre. o yüzden atık ithalatından önce konuşulması gereken sorunların temeli farklı. bunları halletmeden atık ithalatı şuan durdurulmuş veya sonra durdurulmuş pek bir önemi yok benim için. çünkü Türkiye'de ki çevre gemisi yanlış politikalar yüzünden ciddi şekilde batıyor ve ithalat olayı geminin sadece batış hızını etkiler şuan başkada birşey yapmaz bana göre.
 
Üst