Mahmut Bey'e cevap yazacaktım ancak acilen çıkmam gerektiği için yazamadım. Ancak geri döndüm ve yazılanları gördüm. Gördüklerim de beni yanıltmadı. Oda şimdi gerçekten güçleniyor arkadaşlar. Şimdi Mahmut Bey'in bana yönelttiği sorulara geçelim:
Mahmut Bey'in düşündüğü üzere odada aktif görev alan birisi değilim. Oda yöentim kurulunda olan meslektaşlarımı, Baran Bey dahil çok sonradan tanıma fırsatım oldu. Bundan iki hatta üç önceki yönetimi de hatırlıyorum zira işşiz ve öğrenci olduğum dönemlere denk geldiler. O zamanlar da toplantılarına giderdim CMO'nun şimdi de gitmekteyim. Ankara'da düzenlenen hemen her toplantıya katılan birisiyim ve toplantılarda alınan kararlar, konuşulan konular dahil burada paylaşırım.
1. (illerde bulunan odalar toplantılar yapıyor(sonuç hakkında bir bilgi mevcut mu?) toplantıda konuşulan konular neler, neler not alındı ve ne gibi aksiyonlar planladı.)
İllerde yapılan toplantılar hem burada hem de odanın şubelerinin web sayfalarında duyuruluyor, maili olan arkadaşlarımıza maili atılıyor alınan sonuçlar burada ve odanın web sayfasında paylaşılıyor ve yine mail atılıyor.
2. (ÇMO gerekli çalışmaları yapıyor ise bizde bu odanın üyesi isek neden hiçbir şeyden haberimiz olmuyor.) sorunun cevabını yukarıda verdim.1. sorunun devamı olabilecek cümleyi ikiye bölüp sormuşsunuz.
3. (ÇMO nun son bir buçuk günde yapmış olduğu olumlu hareketleri ( sonuç alınmış) sayabilir misiniz?) Bu sorunuza alınmayın ama çok güldüm kendimi tutamadım. O yüzden kusuruma bakmayın.
Oda'daki çalışan meslektaşlarımız aynı sizler bizler gibi çalışan arkadaşlar. Yani bir patronları, bir hayatları, evlilikleri, bakmakla yükümlü oldukları insanlar var. Hayata karşı bir de bizim haklarımızı korumak adına bir sorumlulukları var. Bu sorumluluğu onlar hiç kimsenin zorlaması ile almadılar gayet de bunu isteyerek ve bilerek aldılar. Bunu oda seçimlerinde ve sonrasında gördüm. Aldıkları sorumluluğun zor ve yükünün ağır olduğunu biliyorlar mıydı? Sanırım bu kadarını beklemiyorlardı diyebilirim. Yahu bir düşünün: Kendi hayatınızda odanın yönetiminde sizin olduğunuzu düşünün. Sizi suçlayan, sürekli sizden bir şeyler bekleyen, toplantılarınıza katılmayan, katılınca saçma sapan konuşan insanları bir düşünün. Her seferinde yılmadan, bıkmadan, usanmadan patrona karşı, hayata karşı, varsa eşinize karşı olan sorumluluklarınızın yanında mesleki olarak bir noktada olduğunuza inandığınız ve yine "bu böyle olmamalı, bu meslek beni temsil ediyor kendimizi bu kadar ezdirmemeliyiz" diyerek idealinizin peşinde koştuğunuzu düşünün. Tüm şikayetlere, sizi iplemeyen Bakanlık, iş yerleri ve hatta kendi meslektaşlarınızın sorumsuzca davranışlarına rağmen. Sadece meslektaşlarınızdan toplantılara katılmasını, hiç değilse bir söz söylemesini istediğiniz ve kendinizi dev aynasında Oda Başkanı olarak görmeyip, şansınızı "biz birlikte güçlüyüz" mottosunda yola çıkarak her toplantıda, her söyleşide meslektaşlarınızdan katılım beklediğinizi bunu haykırdığınızı hayal edin. Şurada patronunuz size kızdığı zaman küsüp köşenize çekiliyorsunuz ve buradan kişisel iletilerinizle "batsın bu dünya" diyorsunuz. Bu insanlar ne yapsın peki?
3. sorunuza güldükten sonra şunu düşündüm. Odanın açtığı davalar 1,5 günde mi sonlanıyor? Veya kararlar 3 günde mi nihai oluyor? Sizin sorduğunuz soru ile alakalı olarak (ki bir çevre danışmanı olarak hukuksal süreleri, insan faktörünü, işin kalitesini, harcanan zamanı vs.. dikkate alarak böyle bir (çok afedersiniz) CAHİLCE bir soruyu sormamış olmanızı umardım. Hadi sordunuz o zaman şöyle anlatayım: Odanın son bir buçuk günde aktif olarak sonuca ulaşma ve olumlu hareket yapma yüzdesi sizin iş yerinizdeki patronunuzun size sıfırdan bir firmaya 1 ayda Çevre İzni almanızı istemesi ve sizin de bunu gerçekleştirme olasılığınızı yüzdesi ile eşittir. Umarım anlatabilmişimdir.
Saygılarımla,
Not: 14 Aralık'ta sizi büyük toplantıda görmek ve şu söylediklerinizi orada da duymayı çok isterim.
Not 2: Belki bilmiyorsunuz diye
şöyle bir konu açmıştım bilginize